BLOG

Konuşma tedavisi olarak da bilinen psikoterapi birçok farklı ruhsal bozukluk ve duygusal zorluklar karşısında insanlara yardım etmenin yollarından birisidir. Psikoterapi, ruhsal şikayetleri ortadan kaldırarak kişilerin iyilik hallerini ve işlevselliklerini tekrar kazanmalarını sağlar. Psikoterapiyle travma etkileri, kayıp ya da tıbbi hastalıklar, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal (psikiyatrik) hastalıklar ve zorlayıcı kişilerarası ilişkilerle başa çıkma yolları bireylere kazandırılır. Birçok farklı psikoterapi yöntem ve ekolleri bulunmakla birlikte, çeşitli durumlar için bu yöntemlerin etkinlik düzeyleri de değişiklik gösterir. Psikoterapi, ilaç tedavisi ve diğer tedaviler ile birlikte eş zamanlı yürütülebilir.

Çeşitli hastalık ve durumlar özelinde birbirlerine bazı üstünlükleri olan farklı terapi türleri uygulanmaktadır. Terapistler birçok senaryoda farklı tekniklerin kombinasyonlarını kullanabilirler. Terapistiniz bireysel değerlendirmenizi yaptıktan sonra sizin için en uygun yaklaşımı belirleyecektir.

Çoğu psikoterapi yönteminin bir parçası olarak terapistiniz size rahatsızlık veren düşünce ve davranışlarınız hakkında sizi konuşmaya cesaretlendirecektir. Kendinizi açmak konusunda zorlansanız da zamanla terapistiniz bu konuda konfor ve güven kazanmanıza yardımcı olacaktır. Psikoterapi yoğun duygusal konuları tartışacağından seans süresince kendinizi ağlarken, hatta öfkeli çıkışlar gösterirken bulabilirsiniz. Bazı kişiler seansların bitiminde kendilerini fiziksel olarak yorgun hissederler. Terapistiniz bu süreçteki yaşadığınız zorluklarda yanınızda olmaya devam edecektir.

Psikoterapi seansları; bireysel, çift, aile ya da grup terapisi şeklinde gerçekleştirilebilir, hem çocuk hem de yetişkinlere uygulanabilir. Seans sıklığı ve süresi danışanların bireysel özelliklerine (tanılar ve ihtiyaçlar) göre farklılık göstermek ile birlikte en sık uygulandığı şekli ile haftada bir 30-50 dakikadır. Hem danışan hem de terapist seans esnasında aktif olarak katılım sağlamalıdır. Seanslar yüz yüze aynı ortamda veya online internet ortamında gerçekleştirilebilir.

Psikoterapist ünvanını kimlerin alabileceği halen tartışma konusu olmak ile birlikte ülkeler arasında bu tanım (verilen eğitimlerin kalitesi de göz önünde bulundurularak) farklılık göstermektedir. Ülkemizde henüz bir ruh sağlığı yasası bulunmayışı ve psikoterapi eğitimi veren kurumların kriterlerinin net olarak belirlenememesi bu tanımlamayı iyice zorlaştırmaktadır. Bununla birlikte ülkemizin sunduğu eğitim şartlarında psikiyatri hekimleri (ruh sağlığı ve hastalıkları branşındaki uzman doktorlar) ve klinik psikoloji yüksek lisansını tamamlamış psikologlar psikoterapi ünvanını almaya en uygun adaylar olarak görülmektedir. Bu eğitimler ise bazı temel unsurları içermelidir;

Araştırmalara göre, psikoterapi alan bireylerin çoğunluğu şikayetlerinde gerileme ve işlevselliklerinde artış deneyimlemektedir. Psikoterapiden yolu geçen kişilerin yaklaşık %75’inin bir çeşit fayda gördüğü belirtilmektedir. (American Psychological Association. Understanding psychotherapy and how it works. 2016.) Psikoterapinin duygu ve davranışları geliştirerek, beyin ve beden sağlığı üzerinde olumlu değişiklikler yarattığı gösterilmiştir. Psikoterapi daha fazla çalışma verimi ve iş memnuniyeti; daha az engellilik ve tıbbi problem gibi ek faydalar da sunmaktadır.